Bağlanma Temelli Ebeveynlik Nedir?

Çocuk yetiştirmeye doğal bir bakış açısı getiren bağlanma temelli ebeveynlik; anne babaları içgüdülerini kucaklamaya ve çocuğun gelişimini besleyen bir rol üstlenmeye çağırıyor. Ebeveyn-çocuk bağını nasıl daha güçlü kılabileceğimize dair rehberlik sunuyor.

Günümüzde ''çocukların çok farklı olduğunu'' duymayanımız var mı?

21.yüzyılda yaşanan değişimlerin ölçeği oldukça geniş: Hızla olgunlaşma, otoriteyi sorgulama, çabuk sıkılma, dikkat süresinin kısalması ve teknolojiye bağımlı olmak gibi... Genellikle toplumun olmalarını beklediği utangaç, tatlı ve masum çocuk kalıbına uymuyorlar. İnsanlık tarihi boyunca her zaman kolay ve doğal olarak gördüğü ebeveynlik, artık yeni zorlukları da beraberinde getiriyor. Geçmişte ebeveynler kendilerine çok daha fazla güveniyorlardı ve çocuklarının yaşamları üzerinde önemli bir etkiye sahiptiler. Günümüz dünyasında ebeveyn otoritesiyle birlikte çocuklarımızla bağlantı kurma yeteneğimiz de azaldı. Pek çok ebeveyn, görmezden gelindiklerini hissettiklerinde aşırıya kaçıp baskıya başvurabiliyor. Bu durum istemeden çocuklarını daha da uzaklaştırmış durumda. Bu esnada çocuklarda artan yabancılaşmayı deneyimliyor; okulda zorbalık ve kaygı gibi sorunlarla boğuşuyorlar. İyi niyetli çabalara rağmen, çağdaş ebeveynlik çoğu zaman her iki nesil için de yetersiz kalmaktadır. Peki bu neden oluyor ?

Gordon Neufeld'in bu duruma bir cevabı var; önemli olan ebeveynlerin ne yaptığı değil, çocukların hayatındaki rolleridir. Ebeveynlik çoğu zaman bir dizi beceri olarak görülse de öncelikle bir ilişkidir. Son yıllarda bu ilişkinin kalitesinde yaşanılan düşüş, çocukların yaşamlarında ebeveynlerin daha etkisiz olmasına yol açtı. İlişkinin doğasındaki bu değişim yaşanılan zorluklara ortam hazırlıyor. Bu nedenle güçlü bir duygusal bağ üzerinden ilişki kurmaya odaklanmalıyız. Kendine güvenen, bağımsız ve sadık bir çocuk yetiştirmek için gerekli olan bağ mevcut olduğunda ilişkinizdeki etkileri aşağıdaki gibidir:

  1. Fiziksel Yakınlık: Bir çocuk ebeveynlerini tanımak için duyularını harekete geçirmelidir. İlişkide fiziksel yakınlığın sağlanmış olması görülen ilk belirtidir.

  2. Aynılık/Benzeşim: Çocuklar, özellikle de yeni yürümeye başlayan çocuklar, bir kimlik duygusu geliştirmek için sıklıkla ebeveynlerini taklit ederler. Yetişkinlerin ünlülerle, liderlerle, kamu figürleriyle özdeşleştiği gibi çocuklar da ebeveynleriyle benzeşim yaratmak için doğal ve çok güçlü bir istek duyar.

  3. Aidiyet: Çocuk, ebeveynini kendisine sadık ve ait olarak görür.

  4. Önem: Çocuk, ebeveynlerinden etkilenir ve ebeveyninin önemsediği şeylere doğal bir önem atfeder.

  5. Duygu: Çocuk ile kurulan kapsayıcı ve şefkatli iletişim, güçlü duygusal bağlar yaratacak ve kopmaz bir çocuk-ebeveyn bağının temelini oluştıracaktır.

Ancak bu madalyonun iki yüzü var, çocuklar aynı zamanda ebeveynlerine karşı olumsuz bir bağ da geliştirebilirler. Bu durumda ebeveynlerinden tamamen farklı olma konusunda yakıcı bir arzu olarak kendini gösterir. Ebeveynlerinin otoritesiyle alay etmeyi ve ona saldırmayı içerebilir ve sonuçta sağlıklı kurulmuş bir ebeveyn-çocuk bağından söz edemeyiz.