Çocuğunuzla Yeniden Bağlantı Kurmak

Günümüzde sağlıklı bir ebeveyn-çocuk bağlantısının kurulmasının ne kadar güç olduğu göz önüne alındığında morali yüksek tutmak zor olabilir. Ancak umutsuzluğa kapılmamalı, çocuklarımızın ebeveyn rehberliğine açık olmalarına yardımcı olacak, ilişkide geliştirebileceğimiz pek çok nitelik mevcuttur.

BAĞLANMA TEMELLI EBEYEVNLIK

Her ebeveynin çocuğuyla kurduğunu bağa yatırım yaparken ona yardımcı olacak farkındalıklı yaklaşım ve tutumlara birlikte bakalım:

Bu tavırları hayata taze yaklaşım yolları olarak da görebiliriz. Bir kısmı bize yabancı, diğerleri ise daha tanıdık ve pratik etmesi kolay gelebilir. Nasıl ki bir tohuma gerekenler sağlandığında hayat bulup çiçekleniyorsa, bu yaklaşımları benimseyerek çocuğumuzla iletişime geçtiğimizde ilişkimizi besleyip geliştirmemiz mümkün. İsterseniz her gün bir yaklaşım üzerinde çalışın ya da hepsini birlikte pratik etmeye çalışabilirsiniz.

  • Yargısızlık: Bizler genelde hem kendimizi hem de çevremizi etiketleyerek kategorize etme eğilimde yaşarız. Bu eğilim; çocuğumuzla kurduğumuz ilişkinin de niteliğini etkiler. Çoğu zaman farkında bile olmadığımız ve aslında hiçbir objektif dayanağı olmayan mekanik tepkilerde bulunmamıza neden olur.Yargılarımız genelde zihnimizi hakimetleri altına alır ve hem iç huzurumuzu hem de ilişkimizi olumsuz etkiler. Önemli olan, bu eğilimi ve ilişkimiz üzerindeki etkilerini fark etmek ve biraz olsun yumuşatmak. Zihnimizi yargılardan kurtarmayı başardığımızda ilişkilerimizi de çiçeklendirmemiz mümkün olacak.

  • Sabır: Zihnimizi sürekli yargılar durumda bulduğumuz zaman ya da gergin ve tedirgin hissettiğimiz için kendimize ve çevremize karı sabırsız olmamıza gerek olmadığını hatırlatıyoruz. Bu tutumları pratik ederken kendimize gerekli zamanı ve alanı tanımalıyız.Sabırlı olmayı pratik ederken,anlarımızı zenginleştirmek için daha fazla aktiviteyle doldurmamız gerekmediğini hatırlatıyor. Değişimin doğasını daha iyi anlamamızı, değişime karşı daha derin bir içgörü ve şefkat geliştirmemizi ve değişimin kendi hızında gerçekleştiğini kavramamızı sağlıyor.

  • Başlangıç Zihni: Her şeye onu ilk defa deneyimliyor gibi bakabilmeye '' başlangıç zihniyle bakmak'' diyoruz. Çocuğunuza taze gözlerle bakıp bakmadığınızı kendinize sorun; onu olduğu gibi görüp görmediğinizi...Başlangıç zihni ile ilişki deneyimimize geçmişe ait yargı ve etiketlerin sisli pencerenden bakmayı bırakıp, zihnimizi yeni bir ilişki deneyime hazır hale gelmeyi öğretiyoruz.

  • Güven: Bu tavır, kendi bedensel hislerimizin, duygu ve sezgilerimizin geçerliliğine inanmamıza yardımcı olur. Eğer herhangi bir zamanda bir şey size Dogru gelmiyorsa, neden hislerinize güvenmeyesiniz? Kendinize hata yapma ve öğrenme izni verin. Başka birilerini taklit etmekten kaçının; ancak sadece tam olarak kendiniz olmayı ümit edebilirsiniz.

  • Çabasızlık: Bu farkındalık anda olan herhangi bir şeye sıkı tutunma, bir şeyden kaçınma ve ya değiştirme isteğini içermiyor. Başka bir deyişle çabalamamak, şimdiki anın olduğu gibi kalmasına izin vermek, onu düzeltme ihtiyacı hissetmeden deneyimin gerçekte ne olduğuyla olabilmeyi ifade ediyor.

  • Kabul: Bilinçli olarak kabule yönelerek, iyileşme için ihtiyacımız olan ortamı yaratmış oluruz. Bu sayede yaşanılan zorlukların varlığı kabul edilir ve bu da nezaketin ve şefkatin gelişimini destekler. Bu pasif olmak ya da pes etmek ile aynı anlaşılmamalıdır.Ancak bir şeyden emin olabiliriz o da her şeyin değiştiğidir.

  • Özşefkat: Bu tavır, öz-eleştiri ve suçlamadan uzaklaşarak kendimizi ve çocuğumuzu olduğumuz gibi sevebilme becerisini geliştirir. Kendimize ve çocuğumuza karşı sert davrandığımızı fark edebilmek, sert yargıları oldukları gibi görebilmek, bize içinde büyüyüp, öğreneceğimiz ve iyileşebileceğimiz bir sevgi alanı yaratır. Nezaket ilişkileri ısıtır.

Bu tavırları benimsemek, çocuklarınızla yeniden bağlantı kurma konusunda daha ileri adımlara zemin hazırlayarak güvenli ve emniyetli bir bağlantının yolunu açabilir.

''Bir insandan bir şey dışında her şeyi alabilirsiniz; insanoğlunun son özgürlüğü- her durumda kendi tavrını ve kendi yolunu seçebilme özgürlüğü'' Viktor E. Frankl